MAHŞER (TOPLANMA YERİ)
Ey kardeşim! Allah, yeryüzünde tüm yarattığı varlıkları yeniden dirilttikten sonra, insanlar da kabirlerinden kalkınca, hepsi de oldukları gibi haşre yani toplanma yerine gideceklerdir. Nitekim Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Sur’a üfürülür; işte bu, geleceği vaad edilen gündür. Herkes yanında bir sürücü ve bir şahitle beraber gelir. Andolsun sen bundan gaflette idin; derhal biz senin perdeni kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir, denir.” (Kaf, 50/20–22)
Yüce Allah buyuruyor: “O gün bütün insanların bir araya toplandığı bir gündür ve o gün bütün yaratılmışların hazır bulunduğu bir gündür.” (Hud, 11/103)
Yine buyruluyor: “Mahşer vaktinde sizi toplayacağı gün, işte o zarar günüdür.” (Teğabun, 64/9)
Her şeyden münezzeh olan Allah buyuruyor: “Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır.” (Enam, 6/12)
Yüce Allah buyuruyor: “O zaman şöyle denir: Bu, ayırma günüdür. Sizi ve sizden öncekileri bir araya getirdik.” (Mürselat, 77/38)
Nasıl insanlar mahşerde toplanıp hesap vereceklerse aynen diğer canlılar da toplanıp hesap vereceklerdir. Nitekim Rabbimiz buyuruyor ki:
“Vahşi hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,” (Tekvir, 81/5)
İşte burada görüldüğü gibi yarın kıyamet gününde tüm yaratılmışlar mahşer yerine, toplanma mahalline sevk olunacaklardır. Onlar o günde, işledikleri ameller bakımından oraya farklı konumlarda gönderileceklerdir. Kimi binitli olarak, kimi yaya bir şekilde, kimi yüz üstü sürünerek oraya gelecektir. Böylece üç gurup halinde geleceklerdir. Kaldı ki Allah bu durumu Vakıa suresinin baş taraflarında zaten açıklamıştır. Allah şöyle buyuruyor:
“Ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman, sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! Soldakiler, ne bahtsızdırlar onlar! Hayırda önde olanlar, ecirde de öndedirler. İşte bunlar Allah’a en yakın olanlardır.” (Vakıa, 56/7–11)
İşte insanların kıyamet günündeki sınıflandırılmaları böyledir. Bu üç sınıfın da kıyamet günündeki konumlarını ve durumlarını ilerideki sayfalarda öğreneceksin.
Bu sınıflardan “Sabikun” adını alanlar, Resuller, Nebiler, Sıddikler ve şehitlerdir. Bu gurupta olanların tamamı binitli olarak mahşer yerine gideceklerdir. Nitekim Kur’an’a şöyle buyruluyor:
“Takva sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah’ın huzurunda topladığımız, günahkârları da susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gün, Rahman olan Allah nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefaate güçleri yetmeyecektir.” (Meryem, 19/85–87)
Sağdakilerden kasıt, tüm inananlardır. Bu gurupta yer alan müminler mahşer yerine yaya olarak gideceklerdir.
Soldakiler ise kâfirlerle münafık olanlardır. İşte bunlar da mahşer yerine yüzükoyun sürünerek gideceklerdir. Nitekim Allah bunlar hakkında şöyle buyuruyor:
“Kıyamet gününde onları kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzükoyun haşrederiz.” (İsra, 17/97)
Ebu Hureyre’den Tirmizi’nin yaptığı rivayete göre, Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğunu söylemiştir:
“Kıyamet gününde insanlar üç sınıf olarak haşrolunacaklardır. Bunlardan biri yaya olarak, biri binitli olarak, üçüncüsü de yüzükoyun sürünerek mahşere geleceklerdir. Allah Resulüne, ey Allah’ın Resulü! Yüzükoyun nasıl mahşere yürüyüp geleceklerdir, diye sorulunca, şöyle buyurmuştur: Şüphesiz onları ayakları üstünde yürüten Allah, elbette yüzükoyun da süründürerek yürütür. Ancak bunlar yüzüstü sürünerek giderlerken yüzlerini her türlü taş-tümsekten ve dikenden sakınırlar.”
Buhari, Müslim ve başkalarının Ebu Hureyre’den rivayet ettikleri hadise göre, demiş ki Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
“İnsanlar kıyamet gününde üç durumda mahşere yollanırlar. Bunlardan birinci sınıfta yer alanlar, önlerindeki hayatı özleyen, geride bıraktıkları dünya hayatından nefret edenlerdir ki bunlar azık ve binek bakımından hiçbir sıkıntı çekmeyecek olanlardır. İkinci gurupta yer alanlar ise ikisi birlikte bir deve üzerinde, üçü birlikte bir deve üzerinde, dördü beraberce bir deve üzerinde ve onu birlikte bir deve üzerinde olarak mahşere geleceklerdir. Geride kalan üçünü guruptakileri ise, bir ateş onları mahşer yerine toplar. Bu guruptakiler nerede dinlenirlerse ateş de onlarla birlikte orada dinlenir, her nerede gecelerlerse, ateş de onlarla beraber orada geceler. Nerede sabahlarlarsa ateş de onlarla birlikte orada sabahlar, nerede akşamlarlarsa ateş de orada onlarla beraber akşamlar.”
İşte o günde müminler yüzleri bembeyaz olarak, mutluluktan parıldayarak mahşer yerine geleceklerdir.
Kâfir ve münafık olanlar ile mücrim denilen suçlular ise, bunlar yüzleri simsiyah olarak, rezillikten ve utançtan yüzleri bozararak mahşer yerine geleceklerdir. Nitekim Rabbimiz şöyle buyurmuştur:
“Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü düşünün. İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı, denilir. Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah’ın rahmeti, cenneti içindedirler; orada ebedi kalacaklardır.” (Ali İmran, 3/106, 107)
Başka bir ayette de Allah şöyle buyuruyor: “O gün bir takım yüzler parlak, güleç ve sevinçlidir. Yine o gün bir takım yüzleri de keder bürümüş, hüzünden kapkara kesilmiştir. İşte bunlar kâfirlerdir, günahkârlardır.” (Abese, 80/38–42)
Nitekim Sabikun denilen ve daha önce de belirttiğimiz gibi birinci sırada yer alan bu kimselere gelince, bunlara, melekler tarafından kendilerine getirilen cennet elbiselerinden giydirilecektir.
Buhari ile Müslim ve başkaları İbn Abbas’tan rivayet ediyorlar. İbn Abbas (ra) diyor ki, Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
“Dikkat edin ve iyi dinleyin! Kıyamet gününde yaratılmışlar arasında ilk defa kendisine elbise giydirilecek olan kimse İbrahim (as) peygamberdir.”
Melekler kabirlerinden kalkan müminleri karşılarlar ve onları cennetle müjdelerler. Nitekim Hak Teala şöyle buyuruyor: “En büyük dehşet dahi onları tasalandırmaz. Melekler kendilerini şöyle karşılar: İşte bu size vaat edilmiş olan mutlu gününüzdür.” (Enbiya, 21/103)
İşte senin de bildiğin gibi yaratılmışlar böylece mahşer yerine sevk olunurlar. Mahşer toprağı tıpkı gümüş beyazlığında bir topraktır. Orada bir tepe var, ne de bir çukur. Aksine o toprak tümüyle dümdüz olan bir topraktır, bir alandır. Buhari ile Müslim Sehl b. Sa’d’dan rivayet ediyorlar. Sa’d diyor ki Allah Resulü (as) şöyle buyurdu:
“Kıyamet gününde insanlar saf beyaz, kepekten arınmış undan imal edilen çörek gibi bembeyaz, hiç kimse adına bir alamet, işaret bulunmayan bir alan üzerinde toplanırlar.”
İnsanların mahşer yerine sevk olunmalarından sonra, Allah burada tüm yaratılmışları toplayacaktır. Burada onlar uzun bir süre bekletilirler. Denilene bakılırsa yetmiş yıl kadar bir süreyle bekletilirler. Hatta, haklarında hüküm verilene dek daha fazla bir süre ile bekletileceklerdir, diyenler de vardır. Artık burada dertler, korku ve endişeler olabildiğince ağırdır. Burada rezil olmak, azap ile cezalanmak da dâhil her türlü sıkıntı vardır.
İşte şimdi sana buradan itibaren de kıyamet sahnelerini anlatmaya çalışacağım. Allah bizi ve seni, Müslümanları o günü dehşetinden ve azabından bizleri korusun. Âmin.
i